Yarasa Türleri

Yarasa Türleri

Yarasa Türleri
Yarasalar gececidirler ve gündüzleri karanlık yerlerde, arka ayaklarının çengelleriyle baş aşağı sarkarak dinlenirler. Gece avlanmaya çıkarlar. Çoğu böcekçildir ve meyve, çiçek özü ile beslenenleri de vardır. Kuş, kertenkele, kurbağa ve balık avlayanlarına da rastlanır.

Yarasaların memeleri ve döl yatakları çifttir. Bazılarının dişileri hayız görür. Gebelik süresi 110 gün kadardır. Genellikle 1 veya 2 yavru doğururlar. Dişiler yavrularını büyüyünceye kadar kanatlarının altında taşırlar. Yarasada annelik şefkati yüksektir.

Çıkardıkları çok yüksek frekanslı ses dalgalarının, etraflarındaki cisimlere çarpıp geri dönmesi yardımıyla yönlerini bulurlar (ekolokasyon). Bu sesler, çoğunlukla insanlar tarafından duyulamaz. 15-20 yıl kadar yaşarlar. Uzmanlar onlarla ilgili geniş çaplı araştırmalara girişmişlerdir. Bütün yarasaların gözleri görür, fakat görmekten çok radar sistemi olan his organlarını kullanırlar.

Yarasa, ses-yankı sistemiyle bezenmiş, canlı bir radardır. 200.000 frekanslı sesleri rahatlıkla duyarlar. Hâlbuki insan, frekansı azami 20.000 olan titreşimleri ses olarak duyar. Ses-yankı sistemiyle çalışan radarları sayesinde karanlık gecede, gündüz gibi hiçbir yere çarpmadan rahatlıkla uçarlar. Bir deneyde de kör edilen bir yarasanın hiçbir yere çarpmadan uçtuğu gözlenmiştir. Yarasa süpersonik sesleri burnu ve ağzı ile çıkarır. Hassas kepçe kulakları ve hissî organlarıyla algılar. Yarasalar böcek avlarken uçuş esnasında saniyede 200 çığlık çıkarırlar.

1100 den fazla yarasa türü tespit edilmiştir. En çok bilinen türleri ise;
1-) Uçanköpek Yarasası (Pteropodidaa): Gözleri oldukça büyüktür, dış kulakları huni şeklindedir. Meyvelerle beslenirler.Bu yarasa grubunun üyeleri, yarasaların aksine, sıcak ve soğuk bölgeler yaşar: Güney ve Batı Afrika, Avustralya, Güney Asya ve adaları ile Okyanusya (özellikle Samoa ve Caroline Adaları) ve Türkiye. Dahası, onlardan pek çok hayranları uçan bir köpeğin mükemmel bir hayvan olabileceğine inanırlar.

En büyük bireylerin kanat genişliği 150-170 cm’dir, soğuk havalarda bunları bir battaniye gibi kullanırlar, sıcağında fan olarak kullanırlar. Farklı türlerdeki boyutlar önemli ölçüde farklıdır, uzunluk 5 ila 40 santimetre arasında değişir. Ağırlık sırasıyla 15 ila 900 gram arasında değişir. Uçan köpeklerin yalnızca gıdaları bitki haline getiren dişleri vardır. Kanat dili papillalarla kaplıdır ve bu türün küçük temsilcilerinde de çok uzun.

Uçan köpek’ dışkısı altın değerinde!
Türkiye’de 2, Şili’de bir mağarada yaşayan yarasalar, dışkıları gübre olarak kullanıldığı için ekonomiye ve organik tarıma katkı sunuyor

Mersin in Tarsus, Hatay ın Hassa ilçeleri ile Güney Amerika ülkesi Şili deki mağaralarda yaşayan “uçan köpekler”, diğer yarasa türlerinden farklı olarak iriliğiyle dikkat çekiyor.

Bunu da oku :  Yarasa gübresi alım | satım

Kahramanmaraş Orman Bölge Müdürlüğü sorumluluk alanındaki Hassa ilçesine bağlı Dernek Mahallesi nde bulunan Dipsiz Mağara da, odun dışı ürün envanterine 2 yıl önce kazandırılan yarasa gübreleri, yılın belirli dönemlerinde toplanarak, ısıl işlemden geçirildikten sonra Türkiye ve Avrupa pazarında satışa sunuluyor.

Yarasa gübresinin, dünyada bilinen “en iyi organik verim artırıcı” olduğu belirtiliyor. Yaklaşık 5 milyon ton rezervi bulunduğu tahmin edilen Dipsiz Mağara dan yılda 400-500 ton gübre çıkartılıyor.

Kahramanmaraş Orman Bölge Müdürü Mehmet Sabuncu, geçmiş yıllarda yapılan tespitte, Dipsiz Mağara da yüzyıllara dayanan yarasa gübresi potansiyeli olduğunu söyledi.

Uçan köpek cinsi olarak adlandırılan yarasaların mağarada önemli derecede rezerv bıraktığı tespit edilmiştir.

Bu potansiyelin 5 milyon ton rezerv olduğunu düşünülüyor. Gübrenin toplanması süreklilik arz eden bir durum değil. Orada yaşayan yarasalar var. Yarasaların da dengesini ve yaşam standartlarını bozmamamız gerekiyor. Belli zamanlarda gübreler toplanıyor.

2-) Uçan Tilki Yarasası: Uçan tilki yarasa familyasının en büyük türüdür. Tropikal bölgelerde yaşayan bu dev yaratıklar, görenleri dehşete düşürecek büyüklükte yaratılmıştır. Diğer yarasalarla hemen hemen aynı özelliklere sahip olsa da önemli farklılıkları da vardır. İşte fotoğraflarla uçan tilki…
Yarasa ailesinin 200 cins olmak üzere 1000′ yakın türü vardır. Kanatları açık durumdaki boyları 5 cm’den 150 cm’ye kadar değişebilir. Uçan tilkinin kanadı enine 60 cm’e ulaşırken, boyu zaman zaman 1.5 metreyi aşabilmektedir.
Yarasalar, dünyanın her bölgesinde yaşarlar, ancak tropikal bölgelerde sayıları daha fazladır. Yarasalar çok miktarda böcek tükettikleri için, dünyanın dengesi açısından büyük önem taşırlar.
Yarasanın vücudu fareye benzer ve genellikle ince bir kürkle kaplıdır. Yarasa ailesinin en büyük trü olan uçan tilkinin boyu 30-40 cm olabildiği için ’tilki’ye benzetilmektedir.
Yarasaların kulakları çoğunlukla çok büyük ve kıvrımlıdır. Burun ve kulaktaki bu çıkıntılar, duyu organı görevi görür, ses titreşimlerini almaya ve iletmeye yarar. Bazı yarasalar yalnız yaşar, mağaralarda, yarıklarda, içi oyuk ağaçlarda veya tavan aralarında. Diğer türler ise sürüler halinde yaşar.
Kuzey bölgelerdeki yarasalar kışın göç ederler veya kış uykusuna yatarlar. Yarasalar baş aşağı tutunarak uyurlar. Geceleri aktif olan yarasaların koklama ve tat alma duyuları çok iyi gelişmiştir.
Meyveyle beslenenler dışında, yarasaların görme duyuları iyi gelişmemiştir. Çıkardıkları çok yüksek frekanslı ses dalgalarının, etraflarındaki cisimlere çarpıp geri dönmesi yardımıyla yönlerini bulurlar. Bu sesler, çoğunlukla insanlar tarafından duyulmaz.
Birçok yarasa türünde, erkek ve dişi çiftleşme mevsimi dışında bir araya gelmez. Dişi çoğunlukla her yıl yaz aylarında bir tane yavru doğurur.
Yeni doğan yavru birkaç gün anne tarafından taşınır, anne yavrunun yanında olmadığı zamanlarda ise yavru, tünekte bırakılır. Yavrular birkaç hafta içinde uçmaya başlar. Yarasaların yaşam süresi yaklaşık 20 yıldır.

Bunu da oku :  Sera Yetiştiriciliğinde Gübreleme

3-) Nalburunlu yarasa:(Rhinolophus hipposideros): Türkiye de de sıkça rastlanan bir böcek yarasası türü.

Nal şeklinde burnu vardır. Boyu ortalama 4 cm, kanat açıklığı 20 cm. ağırlık 3-10 gr. arasındadır. Sırt kısımları gri-kahverengi, karın kısımları daha açık.
Orta ve Güney Avrupa, Doğu Afrika, Güneydoğu Asya ve Türkiye nin her yerinde görülürler.
Ağaç bulunan açık alanlar, parklarda yaşarlar. Şehir içinde de dolaşır. Kış barınakları mağara ve kovukların yanı sıra bodrumlar, harabeler, yaz barınakları ise daha çok büyük kır evlerinin çatı altlarıdır. Kış için 11 °C ye kadar olan ve nemli yerleri tercih ederler. Yaz barınaklarında çok sayıda birey birbirlerine belirli bir uzaklıkta dururlar. Kış barınaklarında ise (kış uykusu sırasında) az sayıda birey bir arada bulunur.
Alçaktan (2-5 m) ve yavaş, kelebekler gibi uçarlar. Hava iyice karardıktan sonra ortaya çıkarlar, şafağa kadar aktiftirler. Genelde bir alan belirleyip, o alan içinde aynı rotayı izleyerek defalarca dolaşırlar ve avlarını (küçük böcekler) toplarlar. Ortalama ömrü 4-5 yılı aşmaz. Yavrularını 6-8 hafta emzirirler.

4-) Mısır Yarasası : Mısır meyve yarasası ya da Afrika meyve yarasası (Rousettus aegyptiacus), Afrika, Asya ve Türkiye nin güneyinde Akdeniz Bölgesinde yaşayan, iri bir yarasa türü. Türkiye deki diğer yarasalardan farklı olarak; kanatta 2. parmak da başparmak gibi tırnaklıdır. Kanat membranı, ilk ayak parmağına bağlanır. Kuyruk yok denecek kadar kısadır. Gözleri oldukça büyüktür; kulaklar, nispeten küçük, koyu renkli ve uç kısmı yuvarlaktır. Erginde sırt taraf gri kahverengi, karın taraf kirli devetüyü rengindedir. Kürk kılları kısa ve kabadır. Önkol uzunluğu 8.2-10 cm, kanat açıklığı 48-65 cm.

Meyve bahçelerine yakın büyük ve karanlık mağaralar ile bazen boş binalar. Yurdumuzda genellikle denize yakın veya rakımı düşük yerlerde (0-600 m arası) yaşar.
Tamamen karanlık mağaralarda yaşayan bu yarasalar, akşam karanlığından sonra uçmaya başlarlar. Ülkemizde kışın bile eksi sıcaklık değerlerine düşmeyen bölgelerde, çeşitli etli meyveler (Trabzon hurması, elma, erik, üzüm, kayısı, muz, mandalina, portakal vs) ile beslenirler. Meyvelerin özellikle fazla olgunlaşmışlarını tercih ederler. Zira diş yapıları buna daha uygundur. Doğum (yurdumuzda) Nisan ayı civarında olur ve bir batında tek yavru doğururlar.

Doğu Akdeniz (Adana, Hatay, İçel), nadiren Orta Akdeniz (Antalya) (bkz. harita). Çoğunluğu Tarsus (İçel) ve Hassa (Hatay) daki iki büyük mağarada olmak üzere (ki herbirinde 1000-1500 civarı birey bulunmakta); Türkiye de toplam birey sayısı 5000 civarında tahmin edilmektedir. Daha çok insanlarca; özellikle Hatay yöresinde çiftçiler tarafından zehirlenerek öldürüldüklerinden, çevrenin tahribi, tarım ilaçları ve uygun yaşama ortamlarının azalması sonucu sayıları hızla azalmaktadır.

Bunu da oku :  Kimyasal Gübrenin Yerini Organomineral Gübre Alır mı?

5-) Düzburunlu Yarasalar: Saçaklı yarasa (Myotis nattereri) soluk kanatlı Avrupa gececi yarasasıdır. Kürkü genellikle kahverengi olup karın kısmında gri-beyaza dönüşmektedir. Büyük oranda kıtasal Avrupa’da, kuzey ve batı Arika’daysa yer yer bulunmaktadır. Yazları ağaçlarda veya beslenme bölgelerine yakın yarasa kutularında yaşamaktadırlar. Kışlarıysa mağaralarda, tünellerde, madenlerde veya kilerlerde uykuya yatmaktadırlar. Bu yarasa türü ilk olarak 1817’de Heinrich Kuhl tarafından bulunarak Avustralyalı Johann Natterer’in adını vermiştir. Saçaklı yarasa Avrupa’nın çoğunda, Orta Asya’nın kimi kısımlarında ve Kuzey Afrika’nın kimi kısımlarında bulunmaktadır. Kuzeyde güney İsveç, Finlandiya ve batı Rusya; Batıda kuzey İrlanda, Birleşik Krallık, İspanya ve Portekiz; Doğuda Güneydoğu Anadolu, Levant, Kafkasya, Türkmenistan’da Kopet Dağları, İran, kuzey Kazakistan; Güneyde Fas, Cezayir, Atlas Dağları arasında yaşamaktadır. Kuzey Afrika’daki kayıtlar az olmakla beraber nüfusun da az olduğu düşünülüyor. Deniz seviyesiyle 2000 metre arasında ormanlarda, parklarda yaşamaktadır. Genellikle ağaç kovuklarında, binalarda, ve insan yapımı yuvalarda yaşamaktadırlar. Kışları genellikle mağaralarda veya madenlerde girişe yakın çatlak ve kırıkların arasında gizlenmiş şekilde kış uykusuna yatarlar. Yaz ve kış yaşam alanlarının arası genellikle 120 km’dir.

6-) Vampir Yarasa : Desmodus rotundus, küçük, yaprak burunlu bir Amerikalı yerlisidir. Hâlâ geçerliliğini koruyan üç vampir yarasa türünden biridir, diğer iki türü kıllı bacaklı ve beyaz kanatlı vampir yarasadır. Bu türler parazit memelilerdir. Vampir yarasanın başlıca besin kaynağı çiftlik hayvanlarının kanıdır, avına geceleri onlar uyuduğunda yaklaşır. Konakçısının derisini keserek açmak ve uzun dilleriyle kanlarını yalamak için keskin dişlerini kullanırlar. Türler büyük ölçüde çok eşlidirler ve baskın yetişkin erkekler dişilerin haremini korurlar. Ailesellik, sosyal bakım ve yiyecek paylaşımı gibi kooperatif davranışlar bakımından en sosyal yarasa türlerinden biridir. Çünkü çiftlik hayvanlarının kanıyla beslendiğinden ve kuduz taşıyıcısı olduğundan, vampir yarasalar bir haşere olarak kabul edilirler. Onun koruma statüsü, Dünya Korunma Birliği tarafından en az endişe verici olarak kategorize edilir.

Click to rate this post!
[Total: 1 Average: 5]
(Visited 88 times, 1 visits today)

Related posts

Leave a Comment